Konu: Evrim Aldatmacası C.tesi Ekim 18, 2008 4:16 pm
Dünyada, neredeyse tüm okullarda öğrencilere okutulan biyoloji kitapları, aslında gerçek olmayan bir hayat öyküsü anlatmaktadır. Evrim teorisi başlığı altında öğretilenler, tamamen sahte mekanizmalar, sahte deliller, sahte resim ve çizimler, sahte fosiller ve sahte bir canlı tarihinden ibarettir. Ders kitaplarına konu olan, eğitmenlerin her hafta sayısız kez tekrar ettikleri bu masal, o kadar benimsenmiş, o kadar gerçek gibi kabul edilmiştir ki, bu eğitimi alan hemen hiç kimse, evrimin doğruluğundan neredeyse şüphelenmemektedir. Her kişi okul sıralarında, kendisine hayat boyu yardımcı olacak bir eğitim verildiğini düşünmektedir. Dolayısıyla, yaşamın anlamını da içine alan böyle önemli bir konuda, tüm dünya çapında bir yalanın, son derece bilimsel bir üslupla durmaksızın öğretildiği haberinden dolayı büyük bir olasılıkla şaşkınlığa düşecektir. Ama gerçek şu ki, bu yalan insanlara ısrarla kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Bahsettiğimiz bu uygulama dünya çapında gerçekleştirilmektedir. Neredeyse tüm okullarda, kurgulanıp tasarlanmış bir "yalan" anlatılmaktadır. Medyanın büyük bir bölümünde, sahte deliller ve canlı tarihine dair sahte hikayeler üretilmektedir. Konusunda uzman, hatta kimi zaman Nobel ödülü almış bilim adamları, bir yalanı savunmakta, bir aldatmacanın duayenliğini yapmaktadır. Eğitmenlerin senelerce anlattıkları "canlılığın yaşam öyküsü" bir senaryodur. Dünya çapında, bir el birliği ve bir ittifak ile uygulanmakta olan bir aldatmaca vardır. Bu, evrim aldatmacasıdır.
Teorilerini hayali çizimler ve rekonstrüksiyonlarla desteklemeye çalışan Darwinistler bugüne kadar bilimsel hiçbir delil sunamamışlardır. Örneğin, canlıların küçük değişikliklerle birbirlerinden türedikleri iddiasını kanıtlayabilecek bir tane bile ara fosil örneği gösterememişlerdir. Bu durum evrimin bilim karşısında çöküşünün ispatıdır.
Bu ittifakın güçlenmesinin, okul kitaplarına hakim olmasının, medyada öncülük etmesinin tek sebebi, materyalizm kaynaklı olmasıdır. Dünyaya şu anda hakim olan materyalist zihniyet tarafından beslenen Darwinizm, aynı zihniyetin yardımı ile güçlenip ön plana çıkarılmıştır. (Bkz. Darwinizm Dini, Harun Yahya) Bu materyalist zihniyet, topluma sahte delil sunmaktan çekinmemiş, insanları aldatmakta hiçbir sakınca görmemiştir. Çünkü bu zihniyetin, bu kapsamlı aldatma politikasının amacı bellidir: İnsanları Allah inancından uzaklaştırmak, Allah'ın varlığını inkar etmek ve maddeyi yegane mutlak varlık olarak göstermek! Fakat Darwinistlerin ihmal ettikleri nokta şudur: Canlılar yaratılmışlardır! Canlı tarihinde evrim diye bir şey yoktur. Allah, tüm varlıkların yaratıcısı ve hakimidir. Maddeyi yaratan da, bir varlığa can veren de O'dur. Allah'tan başka Yaratıcı, Allah'tan başka bir güç yoktur. Dolayısıyla yeryüzünde yalnızca Yaratılış gerçeğinin delilleri vardır. Darwinistler yaptıkları her araştırmada, bu gerçekle karşılaşırlar. Evrimi delillendirmeye çalışır ancak başaramazlar. Çünkü doğada, evrimin gerçekleştiğine dair bir delil bulamamaktadırlar. Tek bulabildikleri, ani, kompleks ve üstün bir yaratılıştır. Sahte deliller de sahte bir teoriyi desteklememekte, aksine onu daha güvenilmez ve dayanaksız hale getirmektedir. Darwinistler ise, materyalizmi ayakta tutmak adına, büyük bir kısır döngü içinde aldatma yöntemlerine devam ederler. Ama elbette bunun da bir son noktası vardır.
Evrimi desteklemek için atılan bu manşetlerin bilimsel hiçbir değeri yoktur. Evrim, başta paleontoloji olmak üzere bütün bilim dalları karşısında yenilmiştir.
Bu son noktaya artık günümüzde ulaşılmıştır. Evrim, sayısız delil ile çürütülmüştür. Bu delillerin en büyüklerinden biri ise, yeryüzündeki örneklerini her geçen gün daha fazlasıyla veren "yaşayan fosillerdir". Bir canlının 150 milyon yıl boyunca aynı kalması, 300 milyon yıl boyunca değişmemesi, evrim senaryosunu kesin olarak ortadan kaldırmaktadır. Hakkında sayısız senaryo üretilen milyonlarca canlının evrimleşmediğini göstermektedir. Ortada, Darwinistlere göre evrim geçirmesi gereken bir canlı vardır. Ama canlı, sergilediği fosil örneği ile aslında hiç evrim geçirmediğini belgelemektedir. Yaşayan fosiller, Darwinistlerin tüm iddialarını yerle bir etmektedir. Yaşayan fosiller, tüm ders kitaplarındaki evrim safsatalarını ortadan kaldıracak, tüm evrim müzelerindeki sahte ara formları yok edecek, tüm Darwinist kitap ve makalelerdeki hayali evrim senaryolarının bir yalan olduğunu gösterecek kadar büyük bir delildir. Evrimcilerin bunları görmezden gelmeleri, söz konusu açık delilleri ortadan kaldırmamaktadır. Sayısı her geçen gün artan yaşayan fosil örnekleri, evrim iddiasını çoktan ortadan kaldırmıştır.
Resimde görülen yengeç fosili, Miosen dönemine (23 - 5 milyon yıl) ait bir fosildir ve günümüzdeki yengeçlerden hiçbir farkı yoktur.
Elinizdeki kitapta, bu önemli delile ve Darwinistlerin söz konusu delil karşısındaki çırpınışlarına şahit olacaksınız. Teoriyi ortaya atan Charles Darwin'den beri, bu aldatmacanın aslında nasıl çökmüş olduğunu göreceksiniz. Kitaptaki yaşayan fosil örnekleri ise, bu büyük aldatmacanın geçersizliğini gösteren sayısız delilden sadece birkaçını teşkil etmektedir. Hemen her fosil katmanından, yaşayan fosil örnekleri çıkartılmaktadır. Ama şu bir gerçektir ki, bu örneklerden sadece bir tanesi bile Darwinizm'i ortadan kaldırmak için yeterlidir. Allah'ın kanunu, inkarcıların düzenini yerle bir etmektedir:
Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (asıl) 'o inkar edenler hileli-düzene düşecek olanlardır. Yoksa onların, Allah'ın dışında başka bir ilahları mı var? Allah, onların şirk koştuklarından yücedir. Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler. Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak. O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak, ne yardım görecekler. (Tur Suresi, 42-46)
Üstte görülen 18 milyon yıllık karabatak fosili, karabatakların milyonlarca yıldır hiç değişmediklerinin, yani evrim geçirmediklerinin ispatıdır.
Yaklaşık 300 milyon yıllık deniz kestanesi fosili , bu canlıların kompleks yapılarıyla yüz milyonlarca yıldır var olduklarını göstermektedir. Bu zaman zarfında yapılarında bir değişiklik olmamış, herhangi bir ara aşamadan geçmemişlerdir.